KIZIK HALAYI:
Tokat oyunlarındandır. Zevkli hamleleri ve nefis yaylanışlı figürleriyle toplu oyunlar arasında seçkin bir yeri vardır. Kızık Halayı'nın üç bölümü şunlardır:
1. Ağırlama,
2. Sıktırma (Yanlama),
3. Hoplatma.
Ağırlamanın üç figürü vardır. Birinci figürü, oyuncular yer değiştirmeksizin yaparlar. İkincisi yürüyüş figürüdür. Üçüncü de eller bırakılır.
Küçük parmaklardan kenetleşilerek sıra olunmak suretiyle Kızık'ın ağırlamasına başlanır. En az üç oyuncu l'zımdır. 6 - 8, orta bir kadrodur. Daha fazlası da olabilir. Sayının azlığı ölçüsünde sıra düz olur. Kalabalık dizi, kendiliğinden kavisleşir. Çünkü başçekeni bütün oyuncuların görmesi gerekir.
Musiki'nin dörtlük zamanında sağ ayaklar belli belirsiz yerden kesilir ve tekrar basılır. İkinci zamanda gövdeler sağa bindirilir. Bu anda oyunu dizisinin hafifçe sağa doğru sallandığı görülür. Üçüncü de sol ayaklar yarım sola atılarak ökçeler üstüne konulur. Her iki diz hafifçe kırılıp gövdeler sola ileri götürülür. Dörtte, dizler ve gövdeler doğrultulur. Oyun dizisi ilk başladığı gibidir. Yalnız oyuncuların annacı (cephesi, dizi yönü) yarım sola dönmüştür. Dizleri kırıp doğrultma ve gövdeyi sola ileri verip sağa geri alma tarzında yaylanılarak yapılan bu figür üç defa tekrarlanır.
Musiki yeniden başa dönünce ilk dörtlük zamanda sol ayaklar geri alınır. Bu sırada oyun tam ilk başladığı duruma gelmiştir. İkincide gövde sola bindirilir. Bu sırada oyun dizisinin sola doğru güzel bir sallantı yaptığı görülür. Üçte sağ ayaklar, yarım adım sağ ileri atılarak ökçe üzerine konulur. Aynı anda her iki diz hafifçe kırılır, gövdeler sağa ileri gider. Dörtte doğrultulur. Sağ ayaklar ileride olduğu halde yapılan bu figürde üç tamamlanınca musikî yine başa dönmüş bulunur. Bundan sonraki ilk dörtlük zamanda sağ ayaklar yerine götürülür. İkincide gövdeler sağa bindirilir ve kalın çizgiyle işaretli bölüm bir daha tekrarlanıp yürüyüşe geçilir.
YÜRÜYÜŞLER:
Yukarıda tarif edilen figürlerin son şekline göre oyuncuların annacı yarım sağda, sağ ayaklar ise ileride ve ökçe üzerindeydi. İşte oyun bu haldeyken musikî tekrar başa geçince, bu sefer ilk dörtlükte sağ ayaklar yerine getirilmez, tekrar yarım sağa alınır. (Oyuncuların annacı tam sağa dönmüştür). İkincide gövde sağ ayağa bindirilirken sol ayaklarda yerden kesilir. Üçte sol ayaklar bir adım ileri atar. Dörtte gövde sol ayağa yüklenirken sağ ayakta yerden kesilir. Beşte, sağ ayaklar bir adım ileri atılır. Altıda, sol ayaklar yerde, kaldırılırken gövde sağa bindirilir. Yedide, soy ayaklar sağların yanına getirilip hafifçe yere vurulur. Sekizde böylece durulur.
Musikî başa dönünce ilk dörtlükte sol ayaklar bir ayak boyu sola geri alınır. İkincide gövde ağırlığı sola bindirilir. Üçte oyuncular yarım sola dönerken sağ ayaklarda bir adım ileri atılıp ökçe üstüne konur ve aynı anda her ileri diz hafifçe kırılır. (Oyuncuların annacı yarım sağa yönelmiştir). Dörtte doğrultulur, beşte tekrar kırılır, altıda yine doğrultulur, yedide kırılır ve sekizde doğrultulur. Bu güzel yaylanışlardan sonra musikî başa geçtiği vakit ilk dörtlük zamanda sağ ayaklar solun yanına getirilir. İkide gövde sağa bindirilir.
Tarifi geçen figürlerin son durumu; oyuncuların annacı yarım sağda, sağ ayakları ilerde ve ökçelerin üzerindeydi. İşte durum böyleyken musikî başa geçince ilk dörtlükte sağ ayaklar yerine getirilmez, tekrar sağa alınırlar. (Oyuncular tam sağa dönmüş ve yürüyüş durumuna geçilmiştir).
Bazı oyuncular yürüyüşleri ayak değiştirme suretiyle de yaparlar. Fakat oyunun ana çizgisinde ayak değiştirerek yürüyüş yoktur.
EL BIRAKMALAR VE HAMLELER:
Oyun yukarıdaki şekilde devam ederken bir ara baş oyuncu yanındakinin elini bırakır, öbürleri de onu taklit ederler. Oyun figürlerinde değişiklik olmaz. Fakat, hafifçe yaylanış şeklinde önce yapılan figürlere kol hareketlerinin de katılması, oyunun görünüşünü pek şirin bir h'le getirir. Sağ ayak üzerinde sağ diz kırılırken, sağ kolların (el ayası ufka gelecek surette) üç defa hamle yapması ve sola dönülerek sol kollarda aynı hamlelerin tekrarlanması şeklinde gösterilen bu figürler Kızık Halayı'na doyulmaz bir güzellik kazandırır.
Hamleli figürlerde sağ el saldırıştayken sol eller arkaya atılıp kalçaya konulurlar. Sol ellerin hamlesinde de sağ eller aynı durumu alırlar. Üçer defa yapılan bu hamlelerden sonra ayakların geri alındığı yerlerde kuvvetlice el çırpmak (çepük çalmak) da oyunun can damarlarından biridir. Yürüyüş figürlerinde kolların hareketi serbest kalır.
Kızık Halayı'nda üç sefer sağa hamle yapıldıktan sonra kuvvetli el çırpmasıyla üç defa da sola yapılması ve böylelikle oyun dizisinin bir sağa bir sola hamle gösterip alanda dolaşması halayın en özlü tarafıdır.
Bu oyunun yürütüldüğü köylerde halk arasında muadil (benzer, eşit) tavırlar, ancak güreşlerden önce pehlivanlar arasındaki perdahlamalarda görülebilir. Pehlivanların perdah figürlerinden bir çeşit olan bu hamle vaziyetlerinde çok kere bir de "Hayaah!" kuvvetlice n'ra basıldığı olur.
SİMSİM
Genellikle düğünlerde geceleri oynanan bir oyundur. Düğüne gelenler, misafirler düğün evinin avlusunda büyükçe bir ateş yakarlar önce çeşitli halaylar oynarlar daha sonra ateş etrafında değişik hünerler göstererek ve hepsinden önemlisi ateşin üzerinden atlayarak (ateş üzerinden atlamak eski Türk törelerine-inançlarında günahlardan ve kötülüklerden arınmayı ifade etmektedir) oynanır. Aynı zamanda karşısında oynayan kişiye de çeşitli aldatmalar yapılır. Kesinlikle arkadan rakibine vurulmaz. Oyun sevgiyi, dostluğu, hoşgörüyü ifade etmekte olup, bütün düğünlerde oynanmaktadır.
KARTAL OYUNU
Dağlık ve engebeli bir arazide geçimi çiftçilik ve hayvancılıkla sağlayan yöre halkının kartalın uçuşunu, süzülüşünü ve avına saldırmasını ifade eden taklidi hareketleri zaman içinde oyun haline getirerek oynanmakta olan bir oyundur.
TOKAT AĞIRLAMASI
Yörenin en belirgin oyunu olup, düğüne gelen misafirlerin ağırlanmasını, karşılanmasını, hoşnut edilmesini ifade etmektedir. Üç melodisi olup, ağırlama, yanlama ve yelleme bölümlerinde oynanan bir oyundur.
KOYUN YÜZÜ, DEVE OYUNU
Kızık’da genellikle koyunların kuzuladığı döl alma mevsimi denilen Şubat-Mart aylarından başlayarak toprağın canlandığı bereketin, bolluğun çoğaldığı bu dönemlerde davul ve zurna eşliğinde erkeklerin oynadığı bir sıra gezme oyunudur.
Oyunda kız kıyafeti giyinmiş erkek oyuncular, söyleyici (okuyucu), kahya, yöreye göre dede, aşık gibi kişiler vardır. İki kişinin sırtlarına merdiven konularak ön tarafa bir kazma ile deve başı yapılır ve zil takılır. Kilim, cecim gibi malzemelerle üstü kapatılarak ortaya bir semer konulur ve deve yapılır. Davul ve zurna ile söyleyici oyuna iştirak eden oyuncularıyla birlikte bütün köyü gezer ve her evin kapısında ;
“Hey hayadan hey hayadan/ Yılan çıkmış kayadan/ Yoksulluktan gelmedik/Adet kaldı sayadan (atadan)” der ve oyunlar oynanır. Seyredenler kızların kaçırmak isterler. Gülünür, şakalaşılır, taklit veya çeşitli yiyecek vermekle cezalandırılır. Toplanan hediyeler köyün en fakirine verilir veya yemek yapılarak hep birlikte yenilir.
OMUZ HALAYI
Tokat ağırlaması içerisinde oynanmakta olan bu oyunda yöre insanının her işinde kendisine yardımcı olan kadınlara vermiş olduğu değeri ve onu baş tacı etmesini ifade etmektedir. Eskiden gelin, gelin alıcılarla birlikte baba evinden atlara bindirilerek getirilir, damat evine geldikleri zaman onları karşılayanlar bir yandan oyunlarını oynarken bir yandan da çömelerek at üzerindeki kadınları-gelini omuzlarına alırlar, hep birlikte oyun oynadıktan sonra yere indirirlerdi. Bu oyun da yörede halen sevilerek oynanan oyunlardandır.
Araştırma; Ahmet ÖZTEK
|